Uzaktan çalışma nedir? İşte remote çalışmanın avantaj ve dezavantajları

Uzaktan çalışma veya remote work hayatımıza ağırlıklı olarak pandemi döneminde ve sonrasında girmiş olsa da esasında kökleri çok daha geriye dayanıyor. Türkiye’de uzaktan çalışma trendleri hakkında araştırma yapan KPMG’ye göre şirketlerin yüzde 89’u şu an uzaktan çalışma politikalarına sahip ve uygulamakta. Peki uzaktan çalışma nedir? Uzaktan çalışmanın avantajları veya dezavantajları nelerdir? Gelin bu sorulara cevap bulalım.

Uzaktan çalışma nedir? 🤔

Uzaktan çalışma veya remote çalışma nedir sorusunun cevabı kısaca ofisten veya iş merkezinden bağımsız, evden veya istenilen yerden çalışılmasıdır. Remote çalışmak, esnek çalışma saatleriyle birlikte bağlı olunan şirketin tüm haklarından çalışanın yararlanmasını da sağlıyor, bu haliyle freelance çalışmadan temel olarak ayrılıyor.Ülkemizde Turkcell, Vodafone, Türk Telekom, Koç Grubu, Akbank evden çalışma programlarını yürütmekte ve bu alanda ön plana çıkmakta. Fakat günümüzde Türkiye’de pek çok şirket kendi uzaktan çalışma programlarını da çalışanlarına sunmakta.

Bununla birlikte bu haklar, Uzaktan Çalışma Yönetmeliği kapsamında da güvence altına alınmıştır. Uzaktan Çalışma Yönetmeliği nedir diyorsanız onu da hemen cevaplayalım: “Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.”

Uzaktan çalışma avantajları ➕

  1. Daha az işe gidip gelme süresi
  2. Daha fazla özerklik
  3. Daha fazla esneklik
  4. Daha iyi iş-yaşam dengesi
  5. Daha yüksek üretkenlik
  6. Artan motivasyon
  7. Azaltılmış personel sirkülasyonu
  8. Daha az ofis alanı ihtiyacı

Uzaktan çalışma dezavantajları ➖

  1. Daha uzun çalışma saatlerine yol açabilir
  2. İş ve özel yaşam arasında dengesizlik
  3. Daha yoğunlaşmış çalışma
  4. İzolasyon
  5. Takım yönetim zorluğu

Uzaktan çalışma türleri nelerdir ❓

Uzaktan çalışma türleri genel olarak dörde ayrılıyor, bunlar; Evden çalışma, uzaktan çalışma, dağıtılmış ekipler, hibrit çalışma.

1. Evden çalışma 🏠

Çalışanların işlerini evden yaptıkları ve iş arkadaşlarıyla uzaktan iletişim kurdukları modeldir. Evden çalışma, çalışanların bir ofise gidip gelmemesi anlamına gelir, bu da onlara potansiyel olarak zaman kazandırır ve paradan tasarruf sağlar. İşletmeler, iş birliği eksikliği yüzünden bunun daha az verimli çalışmaya yol açabileceğinden endişe duymakta.

2. Uzaktan çalışma 🎧

Evden çalışmaya benzer ancak kafeler, ortak çalışma alanları, ortak ofisler ve daha fazlası dahil olmak üzere, çalışanın ana ofisten ayrı bir yerde olduğu tüm çalışma biçimlerini kapsayan modeldir. Uzaktan çalışmanın ek esnekliği göz önüne alındığında, iyi güvenlik sistemlerine ve politikalarına sahip olmak daha da önemlidir. Çalışanlar daha az güvenli ağlarda (ör. bir kafede halka açık Wi-Fi) çalışıyor olabilir ve işletmelerin, çalışanların olduğu her yerde trafiği güvence altına almak için VPN sağlaması gerekebilir.

3. Dağıtılmış ekipler 🏢

Çalışanlardan bazılarının bir ofiste fiziksel olarak bir arada bulunduğu, bazılarının ise uzaktan çalıştığı modeldir. Dağıtılmış ekipler modelinde, farklı saat dilimlerindeki çalışanların tam olarak iş birliği yapması zor olabilir. Toplantıları planlamak ve çalışanların farklı ekip programlarına uyum sağlaması zor olabilir.

4. Hibrit çalışma 💻

Hibrit çalışma modelinde çalışanlar belirli zamanlarda uzaktan ve ofiste çalışır. Tipik olarak, çalışanların ofise geldiği haftanın belirli günleri ve uzaktan çalıştıkları belirli günler vardır. Birçok işletme bunu, çalışanların ofiste birlikte çalışma iş birliğini elde ederken uzaktan çalışma esnekliğine sahip olduğu güzel bir orta yol olarak görüyor.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki aslında her “uzaktan çalışma” modeli aynı derecede başarılı veya üretken değil. Gartner tarafından yapılan son çalışma, uzaktan çalışma modellerinin bir tanesi hariç genel olarak istenilen verimde olmadığını gösteriyor, ancak yine de sabit, ofiste çalışmaya göre verimli. Uzaktan çalışma modelleri arasında ön plana çıkan ve en fazla verimin alındığı model ise hibrit-esnek model oldu.

Bilinen hibrit çalışma modeli, çalışanların patron veya kurum tarafından ofise gelmesini zorunlu kılıyor. Hibrit-esnek model ise çalışanlara ve ekiplere yerinde ve uzaktan çalışmanın karışımı konusunda biraz daha fazla özerklik sağlayarak insan merkezli bir iş tasarımını ortaya koyuyor. Bu modelde geleneksel çalışma modeline göre çalışan performansının 3,8 kat, işte kalma eğiliminin 3,2 kat ve düşük yorgunluk seviyesinin de 3,1 kat arttığı saptanmış durumda.

Hibrit-esnek modelin diğer uzaktan çalışma modellerine göre de daha verimli olduğu ortaya konuyor ve çalışanlara özerlik verilmesinin altı çiziliyor. Örneğin:

  • Ne zaman çalışacaklarına karar vermelerine izin verilen çalışanların daha yüksek performans elde etme olasılığı, bu özerkliği olmayan çalışanlara göre 2,3 kat daha fazla olduğu,
  • Özerkliğin ayrıca çalışan yorgunluğunu 1,9 kat azalttığı (bu, sürdürülebilir performans için kritiktir),
  • Ve özerkliğin, insanların organizasyonda kalma olasılığını 2,3 kat artırdığı aktarılıyor.

Uzaktan çalışma modelleri şehir ekonomilerini zorluyor 🏙️

Uzaktan çalışma özellikle çalışan ve iş veren nezdinde doğru uygulandığında verimliliği artırsa da bazı önemli zararları günümüzde görmezden geliniyor. Terk edilmiş şehir merkezleri, pandeminin başlangıcından beri ABD şehirleri olmak üzere tüm küresel ülkeleri tehdit ediyor.

Pandemi öncesi ofislerin yüzde 95’i doluydu. Bugün bu sayı %47’ye yaklaştı. Çalışanların şehir merkezindeki ofislere dönmemesi bir domino etkisi de yarattı: Daha az yaya trafiği, daha az toplu taşıma kullanımı ve daha fazla kepenk kapatan işletmeler. Geçmişte, 1920-30’larda sanayi fabrikaları insansız kalırken günümüzde şehir merkezlerindeki dev ofis gökdelenleri insansız kalmaya başlamış durumda. Bu durum örneğin New York’ta ticari gayrimenkulün değerlerini 2020’de yüzde 45 azalttı. Bu azalış devam etmekte.

Kentsel merkezlerde daha az ekonomik faaliyet aynı zamanda daha az vergi geliri ve iş olanağı anlamına geliyor. Zira şirketler uzaktan çalışmaya geçtikçe ofisleri boşaltıyor ve bu da emlak piyasasını altüst ediyor. New York Üniversitesi Stern School of Business’ta finans profesörü olan Arpit Gupta liderliğindeki bir araştırma, düşen emlak değerlerini bir “kıyamet” olarak nitelendiriyor. Sadece ABD nezdinde 2022 yılında kira gelirleri yüzde 17 düştü ve 453 milyar dolarlık gayrimenkul değeri resmen buharlaştı.

Gayrimenkul değerlemelerindeki düşüşler, emlak vergilerinin düşmesine yol açar ve bu da şehir bütçelerini karşılamak için toplanan geliri etkiler. Dolayısıyla devlet bütçesini etkileyen bu durum şehirlerin günlük operasyonlarını, toplu taşıma, çöp toplama ve sokak temizliği gibi temel devlet hizmetlerini olumsuz etkileyebilir.

Çözüm ne? 🗺️

Ofis merkezlerinin boşalması ve şehirlerin adeta bir evrim geçiriyor olması ele alınması ve çözülmesi gereken büyük bir sorun olarak gözüküyor. Geçmişte İşin şirketleşmesi kentleşmeye yol açtı, ancak günümüzdeki eğilim, şehir merkezlerinin boşalması. Şehir merkezlerini canlandırmak için ofis binaları konutlara çevrilebilir. Bu konut fiyatlarını artırabilir zira ofis merkezleri zaten şehrin merkezinde olduğundan hava parası geliri yüksektir.

Şehirlerin ekonomik sağlığı, doğal olarak alanın nasıl kullanıldığına veya kullanılmadığına bağlıdır ve şu anda şehir merkezleri büyük bir değişim geçiriyor. Ağır hareketlere rağmen, ofis merkezli şehir merkezlerini hızla herkes için daha uygun bir hale nasıl dönüştüreceğini bulmak şehirlerin çıkarına olacaktır.

Yorum yapın

vozol 20000 vozol 10000 vozol neon 10000 vozol 12000 vozol time casino casino siteleri